(VERGİ DÜNYASI DERĞİSİNİN (NİSAN-2010) 344. SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR)
Gelir Vergisi Kanunu’nun Uygulamasına
İlişkin Özellik Arzeden Hususlar

HAKKI KOÇAK
Baş Hesap Uzmanı

 


Özet

Gerçek kişilerce bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların safi tutarı gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 2.maddesinde gelir unsurları tek tek belirtilmiştir. Bir gelirin vergiye tabi tutulmasının yegâne şartı kanunda sayılan gelir unsurları arasında yer almasına bağlıdır. Vergi kanunlarına göre kendisine vergi yüklenen gerçek ve tüzel kişiler vergi mükellefidir. Gelir Vergisi Kanunu’na göre verginin mükellefi olan gerçek kişilerin vergilendirilmesinde tam ve dar mükellefiyet esası öngörülmüştür. Mükellefler bir takvim yılı içerisinde GVK’nun 2.maddesinde belirtilen gelir unsurlarından elde ettikleri kazanç ve iratları yıllık veya durumlarına göre münferit beyanname ile bağlı bulundukları vergi dairesine bildirmek durumundadırlar.

Anahtar Kelimeler: Gelir Vergisi Kanunu’nun uygulamasında özellik arz eden hususlar

I. GİRİŞ:

Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gerçek kişiyle kastedilen kişi, belli bir yaş veya hukuki ehliyete sahip olan değil, sadece kanunlara göre hak sahibi olabilen kişidir. Buna göre gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak, Gelir Vergisi Kanunu'nun konusunu teşkil etmektedir. Gelirin unsurları ise;

-Ticari kazançlar,

-Zirai kazançlar,

-Ücretler,

-Serbest meslek kazançları,

-Gayrimenkul sermaye iratları,

-Menkul sermaye iratları,

-Diğer kazanç ve iratlar,

olarak yedi bent halinde Gelir Vergisi Kanunu'nun 2.maddesinde sıralanmıştır.

Bu durumda, bir gerçek kişi tarafından bir takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların safi tutarlarının, gelir vergisine tabi tutulabilmesi için yukarıda belirtilen yedi gelir unsurundan birisine girmesi şarttır, aksi takdirde bu, elde edilen bir gelir olsa dahi yukarıda belirtilen gelir unsurları arasında yer almaması nedeniyle gelir vergisine tabi tutulamayacaktır. Ayrıca, diğer kazanç ve iratların, değer artış kazançlarından ve arızi kazançlardan oluştuğunu belirtmekte yarar bulunmaktadır.

Gerçek kişiler tarafından, bir takvim yılı içinde yukarıda bentler halinde sıralanan bir veya birkaç gelir unsurundan elde edilen kazançlar, tam veya dar mükellefiyet esası çerçevesinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun 92.maddesine göre verilen "Yıllık Beyanname" veya Gelir Vergisi Kanunu'nun 101.maddesine göre verilen "Münferit Beyanname" ile bildirilen bu gelirlerin safi tutarları üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu'nun 103.maddesinde belirtilen tarifeye göre vergilendirilecektir.

Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulamasına yönelik olarak yedi gelir unsuru itibariyle ortaya çıkan ve özellik arz eden hususlara ilişkin soru-cevap şeklinde yapılan açıklamalar bu yazımızın konusunu teşkil etmektedir.

II. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN HUSUSLARA İLİŞKİN SORU VE CEVAPLAR:

SORU 1) Ekonomik ömrünü doldurma veya herhangi bir kaza, yanma, tahrip edilme veya benzeri durumlar nedeniyle kullanılamaz duruma gelen araçlarla ilgili ticari faaliyete bağlı olarak tesis edilmiş olan vergi mükellefiyeti nasıl terkin edilir?

CEVAP 1) Faaliyetini sürdürdüğü ticari aracın her hangi bir sebeple kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle ticari faaliyetine devam etme imkânı kalmayan mükelleflerin, bu durumu ilgili trafik şube veya bürolarından alacağı, aracın hurdaya ayrıldığına ilişkin belge ile tevsik etmeleri gerekmektedir.

Ancak, söz konusu belgenin alınamaması durumunda, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bilirkişi marifetiyle aracın fiili durumuna ilişkin gerekli tespitin yaptırılması halinde, düzenlenecek bilirkişi raporuna göre ticari faaliyete devam etme imkânının kalmadığı tarih itibarıyla bağlı bulunduğu vergi dairesince vergi mükellefiyeti terkin edilecektir. Aksi takdirde, bu tür mükellefler, hak etmedikleri vergi ve buna bağlı cezalara muhatap olmaya devam olacaklardır.

SORU 2) Belediyeye ait gayrimenkulün kiralanarak işyeri olarak kullanılması halinde, ödenen kira bedelleri üzerinden vergi tevkifatı yapılır mı?

CEVAP 2) Devlete, özel idarelere, belediyelere ve köylere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında, anılan kamu kurumlarına yapılan kira ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu'na göre vergi kesintisi yapılmayacağından; belediyelerden kiralanan ve işyeri olarak kullanılan gayrimenkul için belediyeye ödenen kira bedelleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

SORU 3) İşletmede herhangi bir ücret almadan çalışan iş sahibinin oğlu için gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır?

CEVAP 3) İşyerinde herhangi bir ücret almadan işçi olarak çalışan iş sahibinin oğlu için ücret bordrosu düzenlenmesi halinde, anılan kişiye nakden olmasa bile hesaben bir ödeme yapılmış sayılacaktır. Bu durumda, söz konusu hesaben ödemenin, Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesi uyarınca ücret olarak değerlendirilmesi ve aynı Kanunun 94/1. Maddesi uyarınca 103. ve 104. maddelerdeki gelir vergisi tarifeleri dikkate alınarak tevkifata tâbi tutulması gerekmektedir.

Ancak, bu tür ücret ödemeleri gerçek bir ödeme olmadığından, Gelir Vergisi Kanununun 41/2. Maddesi hükmü gereği safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, nakden veya hesaben bir ödeme söz konusu değil ise Gelir Vergisi Kanunu'na göre her hangi bir tevkifat yapmakta söz konusu olmayacaktır.

SORU 4) Babaya ait bir iş yerinin bedelsiz olarak oğlunun kullanımına bırakılması halinde gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır? Ayrıca, bu iş yerinde sürdürülen ticari faaliyet sonucu elde edilen kazancın tespitinde gider olarak gösterilecek bir tutar var mıdır?

CEVAP 4) Babaya ait bir işyerinin oğlu tarafından bedelsiz olarak kullanılması halinde, babaya nakden veya hesaben bir kira ödemesinde bulunulmaması ve işyeri kira karşılığı olarak hesaplarda gider gösterilmemesi halinde gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

Dolayısıyla, ticari kazancın tespitinde hesaben olsa dahi bir kira giderinin gösterilmesi halinde gelir vergisi tevkifatının mutlaka yapılması gerekecektir.

Öte yandan, söz konusu iş yerini oğluna bedelsiz olarak kullandıran baba, burası için yıllık emsal kira bedeli hesaplaması gerekmektedir. Dolayısıyla, iş yeri sahibi baba tarafından emsal kira bedelinin yıllık gelir vergisi beyannamesiyle genel hükümlere göre beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

SORU 5) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin, mükellef tarafından zamanında ödenmemesi nedeniyle uygulanacak olan idari para cezaları ve gecikme zamlarıyla birlikte ödenmesi halinde, ödenen bu tutarlar ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilir mi?

CEVAP 5) Mükellef tarafından, SGK primlerinin ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'na fiilen ödenmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla, sigorta primleri, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın (taksitlendirilerek ödenmesi halinde ödenen taksit tutarlarından prim aslı kadar kısmının) fiilen ödendiği tarihte ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olacaktır.

Öte yandan, her hangi bir sebeple zamanında ödenmeyen ancak daha sonra sigorta primleriyle birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenen, idari para cezaları ve gecikme zamlarının ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması ise mümkün değildir.

SORU 6) Vergi mükellefi olmayan kişilerden kat karşılığı arsa satın alınması halinde gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır?

CEVAP 6) Burada iki durum söz konusu olacaktır. Eğer, arsa sahibinin kat karşılığı arsa teslimi, ticari bir organizasyon içinde yapılıyorsa, söz konusu satış ticari faaliyetin unsuru sayılacağından satışın, ticari kazancın vergilendirilmesine ilişkin hükümler doğrultusunda vergilendirilmesi gerekmektedir.

Yok eğer, arsa teslimi ticari organizasyon dahilinde yapılmıyorsa, söz konusu arsa satışından elde edilen kazancın (şartları taşıması halinde) Gelir Vergisi Kanununun değer artışı kazançlarını düzenleyen Mükerrer 80. maddesi hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekeceğinden, vergi mükellefiyeti bulunmayan arsa sahibinden satın alınacak arsa için Vergi Usul Kanunu'nun 234. maddesi hükmü uyarınca gider pusulası düzenlemesi gerekmekte olup, böyle bir durumda gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

SORU 7) Bir kişinin vefatından sonra terekenin ilgili mahkeme vasıtasıyla idare edilmesi durumunda, elde edilen kazançlar için beyanname verilmesine gerek var mıdır?

CEVAP 7) Vefat eden kişinin malvarlığı dolayısıyla mahkeme tarafından yasal mirasçıların tespit edilmesine kadar, ilgili mahkemece kanuni temsilciye verilen yetkiler çerçevesinde, ölüm tarihinden itibaren yasal mirasçılarca yerine getirilmesi gereken vergisel ödevlerin üstlenilmesi gerekmektedir.

SORU 8) Serbest bölgede yapılan imalatın belli safhalarında serbest bölge dışında fason hizmet alınması durumunda; serbest bölgede imal edilen ürünlerin satışından elde edilen kazanç dolayısıyla öngörülen gelir vergisi istisnasından yararlanılmaya devam edilebilir mi?

CEVAP 8) Serbest bölgede yapılacak imalatın belli safhalarında serbest bölge dışından alınacak fason hizmetin;

-sadece sanayi sicil belgesi veya faaliyet ruhsatında yazılı üretim kapsamında yaptırılması,

-toplam imalatın fason imalattan çok işletmenin kendi imalatından oluşması,

-istisnadan yararlanılacak kazanç tutarının fiili kapasite kullanımı ile sınırlı olması,

-iş riskinin ve organizasyonun üstlenilmesi,

-ham madde ve yardımcı maddelerin temin edilmesi,

şartlarıyla, serbest bölgede imal edilen ürünlerin satışından elde edilen kazanç Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir vergisinden istisna olamaya devam edecektir.

SORU 9) Kat karşılığı inşaat yapılması durumunda gerçekte kendine ait olmayan fakat tapuda adına kayıtlı görünen dairelerin gerçek maliklerine devrinde her hangi bir vergilendirme yapılır mı?

CEVAP 9) Arsa sahibine ait olan daireler dışında kalan ve arsa sahibi ile müteahhit arasında yapılan sözleşme gereği, fiilen arsa sahibine ait olmayıp tapuda arsa sahibi adına kayıtlı görünen fakat gerçekte müteahhit inşaat firmasına ait olan dairelerin, üçüncü kişilere satışından elde edilen kazancın, müteahhit tarafından ticari kazanç olarak beyan edilmesi gerekmekte olup; dairelerin satışı sırasında arsa sahibinin üçüncü kişilere tapuda yaptığı devir işleminde, gerçek bir satış işleminden bahsedilemeyeceğinden arsa sahibi adına herhangi bir vergileme yoluna gidilmeyecektir.

SORU 10) Yıllara sari inşaat ve onarma işlerinde işe başlama tarihi olarak hangi tarih dikkate alınır? Hak ediş ödemeleri üzerinden yapılacak tevkifat işin başlangıç yılından mı yoksa bir sonraki yılda yapılacak hak ediş ödemeleri üzerinden mi yapılır? Geçici kabul yapıldıktan sonra yapılacak hak ediş ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapılır mı?

CEVAP 10) Bir işin yıllara sari inşaat ve onarma işi olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesi kapsamına girmesi için,

-inşaat ve onarma işi olması,

-işin taahhüde bağlı olarak yapılması,

-işin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi,

şartlarını taşıması gerekir. Dolayısıyla, bir inşaat ve taahhüt işinin yıllara sirayet etmesi için, o işin başlangıç ve bitiş tarihlerinin farklı yıllara tekabül etmesine bağlıdır. Bu itibarla, yıllara sirayet eden inşaat ve onarım işlerinde işin başlangıç tarihi, sözleşmede yapılacak işin yer teslimi öngörülmüş ise yerin teslim edildiği tarih, yer teslimi belirtilmemiş ise sözleşmede belirlenen işin fiilen başlangıç tarihi, sözleşmede bunların hiçbiri belirtilmemiş ise sözleşmenin imzalandığı tarihtir.

Diğer taraftan, yıllara sari inşaat ve onarma işinin resmi bir iş olması halinde, işin başlangıç tarihinden itibaren geçici kabul tutanağının idarece onaylandığı tarihe kadar nakden veya hesaben ödenen avanslar dahil tüm ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 1. fıkrası 3. bendi veya Kurumlar Vergisi Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca tevkifat yapılması; söz konusu işlerle ilgili geçici kabul tutanağının düzenlenmesinden sonraki ödemelerden ise gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

SORU 11) Süre uzatımı nedeniyle, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işi niteliği kazanan işlerde süre uzatımından önceki tarihlerde ödenen hakediş bedelleri üzerinden tevkifat yapılması gerekli midir?

CEVAP 11) Zorunlu sebeplerle ve muvazaa olmaması şartıyla başta öngörülmese dahi sonradan inşaat ve onarma işleri düzenlenecek bir sözleşmeyle süre uzatımı yapılarak inşaat ve onarma işleri yıllara sari bir hale getirilebilir. Bu durumda, süre uzatımının kesinleştiği tarihten sonra yapılan hakediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapılması gerekmekte olup, süre uzatımının kesinleştiği tarihten önceki tarihlerde yapılmış ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Ancak, denetim elemanlarının bir kısmının, kendi aralarında yapılacak sözleşmelerle inşaat ve onarma işlerinin yıllara sari inşaat ve onarma işleri haline getirilemeyeceği, dolayısıyla o yılın sonunda kar/zararın tespit edilmesi gerektiğini savundukları bilinmektedir.

SORU 12) Uygulamada sıkça karşılaşılan kat karşılığı inşaat işi, yıllara sari inşaat ve onarma kapsamında değerlendirilebilir mi?

CEVAP 12) Bilindiği üzere, kat karşılığı inşaat işleri, bünyelerinde istihkak ve hak edişe bağlı taahhüt unsuru taşımayan ancak, birden fazla takvim yılına sirayet edebilen nitelikteki işlerdir. Bu nedenle, mükellef ile arsa sahipleri arasında yapılan "Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" uyarınca, başkasına ait arsa üzerine kat karşılığı bina inşa ederek, karşılığında yapılan binadan bağımsız bölümlerin bedelsiz olarak alınması; Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesiyle düzenlenen birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

SORU 13) Ferdi işletmenin, sermaye şirketine devri halinde ferdi işletme adına yapılan ve devir tarihi itibarı ile devam eden yıllara sari inşaat işi dolayısı ile kesilen vergiler ile varsa geçici vergilerin mahsup-iade işlemleri kimin adına ve ne şekilde yapılması gerekir?

CEVAP 13) Şahıs işletmesinin sermaye şirketine dönüştürülmesi halinde, nev'i değişikliğinin ticaret sicil gazetesinde tescil edildiği tarih itibariyle şahıs işletmesi sona ermekte olup, bu durumda şahıs işletmesinin nev'i değişikliği tarihine kadar olan hesaplarının kapatılarak yıllara sari inşaat ve onarma işine ait karın tespit edilmesi; tespit edilen bu kar veya zararın şahıs işletmesi tarafından genel esaslara göre yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi ve beyan edilen kazanç üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, yıllara sari iş dolayısıyla tevkif edilen vergiler ile ödenen geçici vergilerin mahsup edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, gelir vergisi şahsi bir vergi olup, tevkif edilen vergiler ile yılı içinde ödenen geçici vergilerin yeni kurulan sermaye şirketine (devir sonucu oluşan sermaye şirketi) devri mümkün olmayacağı gibi; bu vergilerin şirket tarafından mahsuba konu edilmesi de söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla, ferdi işletme tarafından verilecek gelir vergisi beyannamesinde hesaplanan vergiden tevkif yoluyla ödenen vergiler ile geçici vergilerin mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın gelir vergisinden fazla olması halinde, aradaki farkın ferdi işletme adına red ve iade olunması gerekecektir.

SORU 14) Kat karşılığı inşaat yapan mükellef tarafından ödenmekle birlikte, faturası arsa sahibi adına düzenlen yapı denetim hizmeti bedeli, inşaatı yapan müteahhit (mükellef) tarafından gider yazılabilir mi?

CEVAP 14) Kat karşılığı inşaat yapan mükellef tarafından, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ödenen ancak, faturası (tapu arsa sahi adına kayıtlı olması nedeniyle) arsa sahibi adına tanzim edilen yapı denetim hizmeti tutarının, mükellefin kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması faturanın adına düzenlenmemiş olması nedeniyle mümkün değildir.

SORU 15) Vergi mükellefi olmayan nihai tüketiciden ikinci el veya hurda bir araç alınması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır?

CEVAP 15) İkinci el bir aracın esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefi olmayan nihai tüketiciden satın alınması halinde, nihai tüketicilere gider pusulası düzenlenmesi gerekmekte olup, ödenen bedel için düzenlenen gider pusulasında gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Aslında, bu durumda Noter satış senedi bile işlemin belgelendirilmesi açısından yeterlidir. Ancak, hurda araçların işletmeye bağlılık arz etmeyecek şekilde esnaf muaflığından yararlananlardan satın alınması halinde, bu kişilere gider pusulası düzenlenerek yapılacak ödemelerden (Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/13-b maddesi uyarınca) gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

SORU 16) Çiftçi dışındaki kişi ve kurumlardan ticaret borsasına tescil ettirilerek satın alınan zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapma sorumluluğu var mıdır?

CEVAP 16) Gelir Vergisi Kanunu'nda belirtilen tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişiler tarafından çiftçi dışında kalan kişi, kurum ve kuruluşlardan, 5590 sayılı Kanuna göre kurulmuş bulunan Ticaret Borsalarında tescil ettirerek satın aldıkları zirai ürün bedelleri üzerinden, gelir vergisi tevkifatı yapmayacaklar ve müteselsilen de sorumlu olmayacaklardır.

Ancak; söz konusu zirai ürünlerle ilgili olarak daha önce çiftçiden satın alınması esnasında gelir vergisi tevkifatının yapılmamış olduğunun tespit edilmesi halinde, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar, borsaların yöneticileri ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü borsaya getirenler de müteselsilen sorumlu olacaklardır.

SORU 17) Zirai mahsul üretimi yapan tüzel kişilerden satın alınan zirai mahsul alımları için yapılacak ödemelerden tevkifat yapılacak mıdır?

CEVAP 17) Hayır. Tüzel kişiler zirai faaliyette bulunsalar dahi faaliyetleri ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirildiklerinden, gelir vergisi tevkifatı kapsamında değildirler.

SORU 18) Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. Maddesinde yer alan vergi tarifesindeki % 35'lik orana ücretlilerin de tabi olması hükmünün, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle, ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin uygulama ne şekilde olacaktır?

CEVAP 18) Anayasa Mahkemesi'nin konuya ilişkin 15.10.2009 tarihli 2006/95 esas, 2009/144 karar sayılı kararı 08.01.2010 tarih ve 27456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi Kararında da belirtildiği üzere, yeni yasal düzenleme yapılması amacıyla, söz konusu iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür. Bu nedenle, ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin mevcut hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararlarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hüküm ifade ettiği ve geçmişe yürümediğinin hatırlatılmasında fayda bulunmaktadır.

SORU 19) Gerçek usulde ücretlerin vergilendirilmesi nasıl olur?

CEVAP 19) Gerçek usule tabi ücretlerin vergilendirilmesi iki şekilde yapılmaktadır. Bunlar;

-Ücretten işveren tarafından vergi kesintisi yapılması ve,

-Elde edilen ücretin yıllık beyanname ile beyan edilmesi şeklindedir.

SORU 20) Kimler, 2009 yılında elde ettikleri ücret gelirleri nedeniyle yıllık beyanname vermek zorundadırlar?

CEVAP 20) Bu kişileri aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür.

-Birden fazla işverenden kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ve birden sonraki işverenden aldığı ücretlerin toplamı 2009 yılı için 22.000,-TL'yi (Gelir Vergisi Kanunu'nun 103'üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutar) aşan ücret geliri elde edenler,

-Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı,

-İstisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri,

-Maliye Bakanlığı'nca yıllık beyanname ile bildirilmesi gerekli görülen ücret ödemesi yapılanlar,

-Ücreti kesinti yoluyla vergilendirilmeyen yukarıda sayılanlar dışında kalan ücretliler.

SORU 21) Gelir vergisi tevkifatı yoluyla vergilendirilmeyen ve ücretlerini yıllık beyanname ile beyan etmeyecek olan ücretliler kimlerdir?

CEVAP 21) Bu şekilde ücret geliri elde edenler "Diğer Ücretli" kapsamında vergilendirilecek olup, bunlar;

- Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar,

- Özel hizmetlerde çalışan şoförler,

- Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri,

- Gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar,

- Gerçek ücretlerinin tespitine imkân olmaması nedeniyle, Danıştay'ın olumlu görüşü ve Maliye Bakanlığı'nca bu kapsama alınanlardır.

SORU 22) Vakıf üyesinin veya aile fertlerinden birinin ölümü veya maluliyet durumlarında, yasal mirasçılarına ölüm yardımı adı altında yapılan ödemeler ne şekilde vergilendirilecek?

CEVAP 22) Söz konusu vakıf üyelerinin geçici maluliyet ve daimi maluliyetleri nedeniyle verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna tutulması gerekmektedir. Buna göre, üyelere; ana, baba, eş veya çocuğunun ölümü nedeniyle verilen tazminat ve yapılan yardımların da gelir vergisinden müstesna tutulması gerekmektedir. Ancak, üyelerin kendilerinin ölümü halinde, varislerine yapılan yardım ve ödenen tazminatlar Veraset ve İntikal Vergisinin konusu olup, Gelir Vergisi Kanununun uygulama alanına girmemektedir.

SORU 23) Kimler asgari geçim indiriminden yararlanır, kimler yararlanamaz?

CEVAP 23) Ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler asgari geçim indiriminden yararlanırlar.

Öte yandan;

- Ücretleri diğer ücret kapsamında vergilendirilen hizmet erbabı,

- Ücret geliri elde etmeyen diğer gerçek kişiler,

- Başka kanun hükümleri (örneğin 4490 Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu, 4691 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu v.b.) uyarınca ücretlerinden gelir vergisi kesintisi yapılmayanlar,

- Dar mükellefiyet kapsamında ücret geliri elde edenler, asgari geçim indiriminden yararlanamazlar.

SORU 24) 5084 sayılı kanun kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanan işverenlerce istihdam edilen ücretlilerin asgari geçim indirimi uygulaması nasıl olacaktır?

CEVAP 24) Ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden öncelikle asgari geçim indirim tutarı mahsup edilecek olup, asgari geçim indirimi mahsubu yapıldıktan sonra kalan gelir vergisi tutarı, terkin edilecek vergi olacaktır. Ancak, terkin edilecek tutar 5084 sayılı kanunun 3. maddesi uyarınca, asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından fazla olamayacağından, asgari ücret üzerinden hesaplanan tutardan asgari geçim indiriminin mahsup edilmesi sonucu kalan tutarın terkine konu edileceği tabiidir.

SORU 25) 5084 sayılı Kanun kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden geriye dönük olarak faydalanmak mümkün müdür?

CEVAP 25) Hayır. Kanunun aradığı şartların taşınması kaydıyla müracaat halinde, müracaat tarihinden sonraki dönemler için 5084 sayılı kanun kapsamından gelir vergisi stopajı teşvikinden faydalanılması mümkündür. Diğer taraftan, faydalanılamayan dönemler için ise düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle geriye dönük olarak istisnadan yararlanılması mümkün değildir.

SORU 26) Teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan personelin gelir vergisi istisnası karşısındaki durumu nedir?

CEVAP 26) Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyet gösteren mükelleflerin bu bölgede çalışan;

-araştırmacı,

-yazılımcı ve

-AR-GE personelinin,

bu görevleri ile ilgili olarak elde ettikleri ücretleri 31.12.2013 tarihine kadar her türlü vergiden istisna edilmiştir. Ancak söz konusu istisna çalışanlar açısından münhasıran araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personelinin bu görevleri ile ilgili ücretlerini kapsadığından, Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyet gösteren mükellefin "yönetim kurulu üyelerine" yapacağı huzur hakkı ve diğer ücret ödemelerinin gelir vergisinden müstesna tutulması mümkün değildir.

SORU 27) Serbest Bölgedeki şubede üretim faaliyetlerinden fiilen çalışarak sorumlu olan şirketin ortağına yapılan ücret ödemeleri 3218 sayılı kanun kapsamında istisnaya konu edilebilir mi?

CEVAP 27) Bir firmanın serbest bölgedeki şubesinde üretim faaliyetinden bilfiil çalışmak suretiyle sorumlu olan yönetici konumundaki şirket ortağına yapılan ücret ödemeleri, 3218 sayılı kanun kapsamında istisnaya konu edilmesi gerekmektedir.

SORU 28) Meslek erbabının hafta sonları ve tatil günlerindeki seyahat ve ikamet giderleri, serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP 28) Meslek erbabının, seyahat ve ikamet giderlerinin mesleki faaliyetiyle ilgili ve seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olması kaydıyla, yapacağı bu tür giderleri serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapması gerekmektedir.

Öte yandan, hafta sonları ve tatil günlerinde başka şehirde ikamet eden ailenin ziyareti maksadıyla yapılan seyahat veya ikamet giderlerinin, mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 68. maddesi gereğince, serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

SORU 29) Serbest meslek erbabının, eşine ait ikametgâhın bir kısmını her hangi bir bedel ödemeden işyeri olarak kullanması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapacak mıdır? Ayrıca, ödemediği emsal kira bedeli kadar bir kısmı kazancın tespitinde indirim konusu yapabilecek midir?

CEVAP 29) Mülkiyeti eşe ait olan ve ikametgah olarak kullanılan gayrimenkulün bir kısmının her hangi bir bedel ödemeksizin meslek erbabı tarafından işyeri olarak kullanılması halinde, işyeri için nakden veya hesaben bir kira ödemesinde bulunulmaması, başka bir ifadeyle işyeri kirası olarak gider gösterilmemesi durumunda gelir vergisi tevkifatı söz konusu olmayacaktır.

Ancak, mülkiyet sahibi eş, ikametgâhının bir kısmını iş yeri olarak bedelsiz kullandırdığı için, buraya emsal kira bedeli hesaplamak zorundadır. Dolayısıyla, emsal kira bedelinin, bedelsiz kiralama işlemini sağlayan (gayrimenkulün mülkiyetine sahip eş) tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile genel hükümler çerçevesinde beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, meslek erbabının bir kısmını işyeri olarak kullandığı ve eşine ait ikametgâhın, ısıtma ve aydınlatma gibi sair masraflarının yarısını indirim konusu yapması gerekmektedir. Bununla birlikte, eğer bir kira bedeli ödemesi olsaydı, ödenen kira bedelinin tamamının kazancın tespitinde indirim konusu yapılması gerekirdi.

SORU 30) Meslek erbabı, yıl içinde bağlı bulunduğu vergi dairesine verdiği beyannamelerine ait olup ödediği damga vergisi tutarlarını, serbest meslek kazancına ilişkin hâsılatından indirim konusu yapabilir mi?

CEVAP 30) Ödenen damga vergilerinin (Gelir Vergisi Beyannamesi, Geçici Vergi Beyannamesi ile Katma Değer Vergisi Beyannamesi ve Muhtasar Beyanname vb. üzerinden ödenmesi gereken maktu damga vergileri) serbest meslek kazancına ilişkin hasılattan indirimi mümkün değildir.

SORU 31) Serbest meslek erbabının, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ruhsatı ve büro tescil belgesi temini için yapmış olduğu giderler, serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP 31) TÜRMOB'dan alınması gereken ruhsat belgesi ile üyeliği zorunlu bulunan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'ndan alınan büro tescil belgesinin, S.M.M.M faaliyeti için alınması zorunlu belgelerden olması nedeniyle, söz konusu belgelerin temininde yapılmış olunan giderlerin Gelir Vergisi Kanunu'nun 68/1. maddesi hükmü gereğince indirim konusu yapılması mümkündür.

SORU 32) GVK'nun 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan serbest meslek kazancı istisnasından kimler ve nasıl yararlanırlar?

CEVAP 32) GVK'nun 18.maddesinde de belirtildiği üzere, müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının; şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi "5846 sayılı kanun kapsamındaki eserlerini" gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını; satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden istisna edilmiştir.

SORU 33) Serbest meslek kazanç istisnasından faydalananların, Gelir Vergisi Kanun ile Katma Değer Vergisi Kanunu uygulaması karşısındaki durumu nedir?

CEVAP 33) Her şeyden önce, serbest meslek kazanç istisnasından faydalanılması, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin "2/a" bendi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılmasına engel teşkil etmez.

Buna göre, istisna kapsamındaki teslim ve hizmetin münhasıran GVK'nun 94. maddesinin 1. Fıkrasında sayılanlara yapılması halinde, bu kişi ve kuruluşlarca hem gelir vergisi tevkifatı hem de katma değer vergisi tevkifatı yapılarak sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekmektedir.

Ancak, söz konusu teslim ve hizmetlerin nihai tüketicilere yapılması halinde, bunlar tarafından ne gelir vergisi ne de katma değer vergisi tevkifatı yapma imkânı olmadığından, anılan teslim ve hizmetlere ilişkin sadece katma değer vergisinin GVK'nun 18. maddesindeki istisnasından faydalananlar tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.

SORU 34) Avukatlık mesleğini bırakan serbest meslek erbabının, henüz sonuçlanmamış davanın sonradan sonuçlanması neticesinde tahsil ettiği tutarın vergilendirilmesi nasıl olacaktır?

CEVAP 34) Avukatlık mesleğinin terk edilmesi yani serbest meslek erbabının işini bırakması sonrasında devam eden davanın sonuçlanması neticesinde tahsil edilen tutarların arızi serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Faaliyetinin arızi olarak yapılmasının, yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına engel teşkil etmeyeceği gibi tahsil edilen tutarların 2009 yılı için belirlenen 17.900.-TL'lik (2010 yılı için bu tutar 18.000 TL dir.) istisnanın üzerinde olması halinde gelir vergisi beyannamesinin verilmesi de gerekmektedir.

SORU 35) 2009 takvim yılında gayrimenkul sermaye iradı kapsamında elde edilen mesken kira gelirlerinde uygulanacak olan istisna tutarı ne kadardır?

CEVAP 35) Gayrimenkul sermaye iradı kapsamında elde edilen konut kira gelirlerinde 2009 takvim yılı için belirlenen istisna tutarı 2.600.-TL olup, aşan kısım için yıllık beyanname verilecektir.

SORU 36) Konut kira gelirleri elde eden gayrimenkul sermaye iradı sahiplerinin istisnadan yararlanma şartları nelerdir?

CEVAP 36) Konut kira geliri elde eden gayrimenkul sermaye iradı sahipleri, anılan kira gelirlerini yıllık beyanname ile beyan edilmesi zorunlu olan ticari, zirai veya mesleki kazançla birlikte elde ediyorlarsa, söz konusu (2009 yılı için 2.600.-TL'lik) istisnadan faydalanmaları mümkün değildir.

Bu nedenle, elde edilen kira gelirinin, ticari, zirai veya mesleki kazanç nedeniyle verilecek yıllık beyannameye dahil edilmesi gerekir. Dolayısıyla, bu istisna sadece mesken kira geliri elde ediliyorsa uygulanabilecektir.

SORU 37) Konut kira geliri için yıllık gelir vergisi beyannamesi hangi tarihe kadar, nereye ve nasıl verilecektir?

CEVAP 37) 2009 takvim yılı kira gelirlerine ait gelir vergisi beyannamesi;

-Mart ayının başından 25 Mart 2010 günü akşamına kadar,

-ikametgahın bulunduğu yer vergi dairesine,

-elden, taahhütlü posta veya herhangi bir mali müşavir aracılığı ile e-beyanname olarak elektronik ortamda internet üzerinden verilebilir.

SORU 38) Kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılan işyeri kira gelirleri için beyanname verme limiti ne kadardır?

CEVAP 38) Her yıl yeniden belirlenen bu limit, 2009 takvim yılı için 22.000.-TL olarak belirlenmiştir.

SORU 39) Konut olarak kiraya verilen gayrimenkulün alımı için kullanılan banka kredi faizleri gayrimenkul sermaye iradının tespitinde indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP 39) Gayrimenkul sermaye iradı elde eden mükellefin, banka kredisi kullanarak iktisap ettiği konuta ilişkin kredi faizini, konuttan elde ettiği kira gelirleri toplam tutarından indirim konusu yapması, indiremediği bir tutarın kalması halinde ise, söz konusu tutarın gider fazlalığı kabul edilmesi gerekir.

SORU 40) Gayrimenkul kiralama işlemlerinde katma değer vergisi hesaplanması gerekir mi?

CEVAP 40) Kiralama işlemlerinde katma değer vergisinin uygulanıp uygulanmayacağı, kiraya verilen gayrimenkulün iktisadi işletmeye dahil olup olmamasına göre değişme gösterir.

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. Maddesi hükmü uyarınca, GVK'nun 70. maddesinde sayılan mal ve hakların kiralanması işlemleri katma değer vergisine tabidir. Ancak, aynı Kanunun 17. maddesiyle, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin, katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, iktisadi işletmeye dahil olan gayrimenkullerin kiralanmasından elde edilen hasılat üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekirken, iktisadi işletmeye dahil olmayan gayrimenkullerin kiraya verilmesi durumunda alınan kira bedelleri üzerinden ise katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.

SORU 41) Kiralama işlemlerinden elde edilen gayri menkul sermaye iradına ilişkin vergi ne zaman ve nereye ödenir?

CEVAP 41) Gayrimenkul kira gelirlerine ilişkin vergi,

-Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki taksitte ödenir.

-Vergi, bağlı bulunulan vergi dairesine, bağlı bulunulan

vergi dairesinin bulunduğu yerin Belediye sınırları dışındaki vergi dairelerine veya Maliye Bakanlığı'nca protokol imzalanmak suretiyle yetkili kılınmış olan banka şubelerine ödenebilir.

SORU 42) Dar mükellef gerçek kişilerin Türkiye'den elde ettiği kira gelirleri ne şekilde vergilendirilir?

CEVAP 42) Dar mükellef gerçek kişilere ait gayrimenkullerin işyeri olarak kiralanması karşılığında alınan bedeller, üzerinden tevkifat yapılmış olması şartıyla, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. Tevkifat suretiyle alınan bu vergi, dar mükellefler açısından nihai vergi olur.

Ancak, tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmayanlara (Basit usule tabi gelir vergisi mükelleflerine veya GVK'nun 18. maddesindeki istisnadan yararlananlara) işyeri olarak kiraya verilen gayrimenkullerden 2009 yılı içinde elde edilen iradın 1.070.-TL'yi (2010 yılı için bu tutar 1090 TL dir.) aşması halinde, söz konusu iradın beyan edilmesi gereklidir.

Dar mükelleflerin sahip oldukları konutlardan elde ettikleri kira gelirleri ise 2009 yılı için 2.600.-TL olarak belirlenen istisna tutarını aşmadığı sürece beyan edilmeyecektir. Söz konusu istisna tutarını aşması halinde ise aynı şekilde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekecektir.

SORU 43) Kira geliri elde edenin kendisi, eşi ve çocukları için yapılan eğitim ve sağlık harcamaları ile özel okula giden çocukları için ödenen ve faturası alınan giderler, beyan edilen mesken kira gelirlerinden indirilmesi mümkün müdür?

CEVAP 43) Gayrimenkul sermaye iradı elde edenin kendisi, eşi ve küçük çocuğu için yaptığı eğitim ve sağlık harcamalarının; Türkiye'de yapılması ve vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi, şartlarıyla, beyan edilen gelirin % 10'unu aşmaması kaydıyla beyanname üzerinden indirim konusu yapılması mümkündür.

Öte yandan, soruda geçen "çocuk" tabirinden 18 yaşını doldurmamış olan küçük çocukların anlaşılması gerekir.

SORU 44) Kira geliri elde eden gayrimenkul sermaye iradı sahibinin okul yapımı için yapacağı bağışlar ile dernek/vakıf gibi kurumlara yapacağı bağış ve yardımları beyan edeceği kira gelirlerinden indirmesi mümkün mü?

CEVAP 44) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5'ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10'unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılabilecektir.

Diğer taraftan, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, okul inşası için yapılacak her türlü bağış ve yardımların ise tamamının yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirim konusu yapılması mümkündür. Ancak, indirime esas gelir yetmez ise artan kısım gider fazlası olarak kabul edilmeyecektir.

SORU 45) Mülk sahibinin kardeşine bedelsiz olarak tahsis ettiği işyeri için emsal kira bedeli uygulanacak mıdır?

CEVAP 45) Gelir Vergisi Kanunu'nun "Emsal Kira Bedeli Esası" başlıklı 73. maddesinde, hangi hallerde emsal kira bedeli uygulanmayacağı belirlenmiştir. Anılan maddenin 2. bendi hükmüne göre; binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi halinde emsal kira bedeli uygulanmayacaktır.

Ancak, tahsis edilen gayrimenkul işyeri ise mutlak suretle emsal kira bedeli uygulanacak olup, bedelsiz olarak kullanıma bırakılan işyeri için nakden veya hesaben bir kira ödemesi bulunmaması başka bir ifadeyle işyeri kirası olarak hesaplarda gider olarak gösterilmemesi halinde, söz konusu gayrimenkulün emsal kira bedeli üzerinden tevkifat yapılması söz konusu olmayacaktır.

Öte yandan, mülk sahibi tarafından, herhangi bir kira tahsilatı olmasa bile hesaplanacak emsal kira bedelinin gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile genel hükümler çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

SORU 46) Kısmen işyeri olarak kullanılan konutlar için ödenen kiralar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekir mi? Eğer tevkifat yapılacak ise tevkifat matrahı ne olacaktır?

CEVAP 46) Kısmen iş yeri kısmen de konut olarak kullanılan gayrimenkuller için ödenen kira tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı mutlak surette yapılacaktır. Diğer taraftan, gayrimenkulün hem işyeri hem de konut olarak kullanılıyor olması durumunda, bu gayrimenkul için ödenen kira bedelinin tamamı üzerinden, GVK'nun 94/5. maddesi hükmü uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekir.

SORU 47) Kiralanan gayrimenkullerle ilgili kira ödemelerine ilişkin tevkifat uygulamasının kapsamında olan ve olmayan gerçek/tüzel kişiler kimlerdir?

CEVAP 47) Yapılan vergi tevkifatı, kiralamaya konu olan mal ve hakların sahiplerinin gelir vergisine mahsuben yapılmaktadır. Dolayısıyla, gelir vergisi tevkifatı uygulaması için kiralamaya konu olan mal ve hakların sahibi olan gerçek kişilere, gerçek kişilerin yanı sıra, dernek ve vakıflar (mazbut vakıflar hariç) gibi kendileri vergi mükellefi olmayan kuruluşlara ve kooperatiflere yapılan kira ödemeleri gelir vergisi tevkifatı kapsamındadır.

Öte yandan, kamu idare ve müesseseleri, kurumlar vergisi mükellefleri, kollektif ve adi komandit şirketler ile ticari işletmeye kayıtlı olan gayrimenkuller için yapılan kira ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

 

SORU 48) Serbest meslek erbabı olarak faaliyet gösteren avukatın kiraladığı iş yerinin bir kısmını başka bir avukata kiralaması halinde vergileme ne şekilde olacaktır?

 

CEVAP 48) Avukatın kiralamış olduğu işyerinin bir bölümünü başka bir avukata kiraya vermesi halinde, bu kiralama karşılığı yapılacak kira ödemelerinin serbest meslek kazancıyla ilişkilendirilmeksizin elde edilmiş gayrimenkul sermaye iradı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla, serbest meslek erbabı kiracı (avukat) tarafından yapılan bu kira ödemelerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/5. maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

 

Ayrıca, söz konusu kira gelirini elde eden serbest meslek erbabı Avukat (Bürosunun bir kısmını diğer avukata kiraya veren ve bu şekilde kira geliri sağlayan avukat) tarafından Gelir Vergisi Kanunu'nun 86. maddesi uyarınca serbest meslek kazancına ilişkin yıllık gelirinin beyanında, gayrimenkul sermaye iradı olarak dikkate alınması gerekmektedir.

 

SORU 49) İşyeri ve konut kiralama işlemlerinde yapılacak tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu nasıl yerine getirilecektir?

 

CEVAP 49) Kiralama işlemlerinde tevsik zorunluluğu; Maliye Bakanlığı'nca yayınlanmış olan 268 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde konutlar ile iş yerleri için ayrı ayrı esaslara bağlanmıştır. Buna göre;

 

-konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenler,

 

-işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların herhangi bir tutarla sınırlı kalmaksızın kiraladıkları bu yerler için yapacakları kira tahsilatı ve ödemelerini, 01.11.2008 tarihinden itibaren banka veya posta idarelerine ödeyerek buradan alacakları belgelerle tevsik etmeleri gerekmektedir.

 

Öte yandan;

 

-her bir konut için aylık tutarı 500 TL'nin altındaki konut kira geliri,

 

-mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar,

 

-aynî olarak yapılan söz konusu kira ödemeleri,

 

banka veya posta idareleri aracılığıyla ödenmesi ve buradan düzenlenen belgelerle tevsik edilme zorunluluğu bulunmamaktadır.

 

SORU 50) Kiralama işlemlerinde tevsik zorunluluğuna uyulmaması halinde uygulanacak cezalar nelerdir?

 

CEVAP 50) Yapılan kiralama işlemlerinde tevsik zorunluluğuna uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

 

2010 yılı için öngörülen usulsüzlük ceza tutarları;

 

-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.000.-TL'den,

 

-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 500.-TL'den,

 

-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 250.-TL'den az olmamak üzere her bir işlem için bu işleme konu tutarın % 5'idir.

 

Uygulanacak olan usulsüzlük cezasının muhatapları;

 

-Konutlarda, ev sahipleri

 

-İş yerlerinde ise iş yeri sahibi ile kiracı ayrı ayrı

 

muhataptırlar.

 

SORU 51) Bir adet konutu olan bay (A)'nın 01.10.2009 tarihinde aylık 800 TL'ye kiraya verdiği konutundan elde ettiği kira gelirinin (3 ayda toplam 2.400.-TL) 2009 yılı için istisna haddinin (2009 yılı için 2.600.-TL) altında kalması halinde aylık kira tahsilâtlarını banka veya Posta idaresi aracılığı ile yapması zorunlu mudur?

 

CEVAP 51) Gayrimenkul sermaye iradı sahibi bay (A) nın 2009 yılının üç ayı için elde ettiği kira geliri toplam tutarı bu yıl için ön görülmüş olan istisna tutarının altında bulunması nedeniyle beyan edilmeyecek olmasına rağmen, elde edilen ve aylık tutarı 500 TL'nin üzerinde bulunan konut kira tahsilatlarının banka veya Posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, elde edilen kira tutarının beyan edilmeyecek olmasının tevsik etmeye bir etkisi bulunmamaktadır.

 

SORU 52) Gayrimenkul kira ödemelerinin Banka ATM'lerinden havale yapılması durumunda, kira ödemelerinde tevsik zorunluluğu yerine getirilmiş olur mu?

 

CEVAP 52) Banka ATM'lerinden ATM makbuzu (çıktısı) ile havale şeklinde yapılan kira ödemelerinin 268 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'ndeki açıklamalar doğrultusunda tevsik edici belge olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

SORU 53) Hisse Senedi alım-satımı faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde yapılan tevkifatların iadesi mümkün mü?

 

CEVAP 53) Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67. maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulan ve yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilmeyeceği belirtilen menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından doğan kazançlar için takvim yılı itibariyle yıllık beyanname verilebileceğinden, 2009 yılı içinde aracı kurum vasıtasıyla yapılan hisse senedi alım satımı faaliyetinin zararla sonuçlanması nedeniyle yapılan tevkifatların, söz konusu faaliyetine ilişkin olarak bağlı bulunduğu vergi dairesine 263 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin ekinde bulunan "G.V.K. Geçici 67/11'inci Maddesine Göre İhtiyari Beyanda Bulunan Mükellefler İçin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi" ile beyan etmesi halinde, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği hükümlerine göre red ve iadesi mümkündür.

 

SORU 54) Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarından yararlanmak isteyen kişilerin mukimlik belgelerini ibraz etmeleri şart mıdır?

 

CEVAP 54) Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarından yararlanmak isteyen kişilerden, mukimi oldukları Akit Devletin yetkili vergi makamından alınmış olan ve tüm dünya gelirleri üzerinden o Akit Devlette vergilendirildiklerini veya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması kapsamında tam mükellef olduğunu ifade eden mukimlik belgesinin ibraz edilmesi istenilmektedir. Bu ifade dışında, adına mukimlik belgesi verilen kişi ve/veya kurumun vergiden muaf olduğu, sadece belli tür bir verginin mükellefi olduğu gibi ifadelere yer verilen mukimlik belgelerini ibraz edenlerin, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarından yararlanmaları ise mümkün bulunmamaktadır.

 

Mukimlik belgesinin nasıl alınacağına ilişkin açıklamaların yer aldığı 13.02.2007 tarihli 1 seri no.lu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması Sirkülerinin ekindeki örnek dilekçenin doldurulması ve mukimlik belgesine ilişkin formun vergi dairesince doldurup onaylanarak Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın mükellefi olması halinde buraya diğer vergi dairelerinin mükellefi olması halinde ise Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurulması gerekmektedir.

 

SORU 55) Dar mükellef gerçek kişilerin Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67'nci maddesi kapsamındaki gelirlerinin % 0 oranında tevkifata tabi tutulması için ibraz etmeleri gereken belgeler nelerdir?

 

CEVAP 55) Dar mükellef gerçek kişilerin, geçici 67 maddesi kapsamındaki kazanç ve iratlarına % 0 oranında tevkifat yapılabilmesi için vergi kimlik numarası almaları, bunun için dar mükellef gerçek kişilerin pasaportlarının noter onaylı bir örneği ya da vergi dairesi yetkililerince onaylanmak üzere aslı ve fotokopisini ilgili vergi dairesine ibraz etmeleri; ayrıca ilgili ülkenin yetkili makamları tarafından düzenlenerek imzalanmış mukimlik belgesinin aslının ve tercüme bürolarınca tercüme edilmiş örneğinin, banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla veya doğrudan ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

 

SORU 56) Ferdi işletmenin limited şirkete devrinde elde edilecek ortaklık payları için vergileme olur mu?

 

CEVAP 56) Gelir Vergisi Kanunu'nun 81.maddesinin 2.fıkrasına göre ferdi işletmenin bilançosunun aktif ve pasifiyle bütün halinde limited şirkete sermaye olarak konulması, şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve dönüşen ferdi işletme sahibinin şirketten devir bilançosuna göre hesaplanan özsermaye tutarında nama yazılı ortaklık payı alması durumunda, bu devir nedeniyle değer artışı kazancı hesaplanmayacak ve vergileme yapılmayacaktır.

 

SORU 57) 2007 takvim yılında iktisap edilen kooperatif hisselerinin 2008 takvim yılında elden çıkarılmasından dolayı elde edilen kazanç, değer artışı kazancı olarak vergilendirilecek midir?

 

CEVAP 57) Üyesi olunan ve 2007 takvim yılında satın alınan kooperatifteki hissenin 2008 takvim yılında elden çıkarılmasından dolayı elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir. Elde edilen bu kazanç Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 81. maddesinde belirtilen, maliyet bedeli ile satış bedeli arasındaki müspet fark olup, maliyet bedelinin bu kazancı elde edenlerce tespit edilememesi durumunda, Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel esas alınacaktır. Dolayısıyla, takdir komisyonlarınca belirlenen maliyet bedeli ile satış bedeli arasındaki müspet fark vergiye tabi gelir olacaktır. (Maliyet bedelinin tespitinde ÜFE uygulanacak olup, mükerrer 80. madde hükmü gereğince 2009 yılı geliri için 7.600.-TL'lik (2010 yılı için bu tutar 7.700 TL.dir) kısmı istisna olacaktır.)

 

SORU 58) Sponsorluk harcamalarına ilişkin olarak beyan edilen gelirin yeterli olması halinde yapılan harcamaların tamamının indirim konusu yapılması mümkün müdür?

 

CEVAP 58) 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı (% 100'ü), profesyonel spor dalları için % 50'si vergi matrahının tespitinde, beyan edilen gelir üzerinden indirilebilecektir

 

SORU 59) Beyan edilen kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımlar nelerdir?

 

CEVAP 59) Gerçek ve tüzel kişiler tarafından beyan edilecek olan gelirler üzerinden;

 

-Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kazanlarının % 5'ine kadar olan kısmını,

 

-Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamaların veya,

 

Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,

 

Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamını, beyannamelerinde ayrıca göstermek şartıyla beyan edilen gelir üzerinden indirim konusu yapabilmeleri mümkündür.

 

Ancak yukarıda sözü edilen tesislerin yapımı için belirtilen kuruluşlar dışında yer alan kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar ise o yılki beyan edilen kazancın % 5'i ile sınırlı olmak üzere bu kapsamda indirim konusu yapılabilecektir.

 

SORU 60) Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerince hangi tür kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilir?

 

CEVAP 60) Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen;

 

-Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

 

-Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

 

-Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

 

-21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

 

-Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

 

-Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye'ye getirilmesi çalışmalarına,

 

-Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

 

-Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

 

-Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve faaliyetler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının tedariki ile film yapımına,

 

-Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına, ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların % 100'ü; gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vergi matrahlarının tespitinde indirim yapabileceklerdir.

 

III. SONUÇ:

 

Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulamasına yönelik olarak ortaya çıkan ve özellik arz eden bazı hususlar çok ayrıntıya girilmeden 60 adet soru-cevap şeklinde kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.