I- GİRİŞ

 

    213 sayılı Vergi Usul Kanunu(VUK)’nda mükelleflere getirilmiş ödevlerden biri de defter tutmadır. Hangi mükelleflerin hangi defterleri tutacağı, söz konusu defterlerden hangilerinin tasdike tabi olduğu VUK’nda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Biz bu makalemizde hangi defterlerin tasdike tabi olduğu, tasdike tabi olan defterlerin tasdikinin hangi durumlarda yapılmamış sayılacağı ve tasdik muamelesinin yapılmamasının vergi mevzuatındaki müeyyidelerini irdeleyeceğiz.

 

II- TASDİKE TABİ OLAN DEFTERLER


    Tasdike tabi olan defterlerin hangileri olduğu VUK’nun 220’nci maddesinde aşağıdaki gibi sayılmıştır.

 

-       Yevmiye ve envanter defterleri;

 

-       İşletme defteri;

 

-        Çiftçi işletme defteri;

 

-        İmalat ve İstihsal Vergisi defterleri; (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil)

 

-        Nakliyat Vergisi defteri;

 

-        Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri;

 

-       Serbest meslek kazanç defteri;

 

    VUK’la onay verilen hallerde yukarıda yazılı olanların yerine kullanılacak olan defterler de tasdike tabi tutulacaktır.


III-YASAL DEFTERLERİN TASDİKLERİNİN YAPILMAMASININ SONUÇLARI

 

    VUK’nda iki tür tasdik öngörülmüştür. Birincisi açılış tasdiki(VUK md.221), ikincisi de tasdik yenileme(VUK md.222)’dir. VUK’nda defterlerin kapanış tasdiki düzenlenmemiştir. Dolayısıyla makalemizde tasdik muamelesinin yapılmaması derken açılış tasdiki ve tasdik yenilemenin yapılmamasını anlayacağız. Defterlerin kapanış tasdikinin süresinde yapılmaması durumunda Vergi Usul Kanunu’nda karşılaşılacak bir müeyyide bulunmamaktadır. Yani kapanış tasdikinin yapılmaması durumunda aşağıda yer vereceğimiz müeyyidelerle karşılaşılmayacaktır.

 

    Yasal defterlerin ne zaman tasdik ettirileceği VUK’nun 221. maddesinde;

 

-       Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda,

 

-       Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda,

 

-       Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,

 

-       Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce,

 

şeklinde açıklanmıştır.

 

    VUK’nun 222. Maddesine göre defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemi Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdik yeniletmeye mecburdurlar.

 

    Yasal defterlerini yukarıda yer verdiğimiz açıklamalar çerçevesinde tasdik ettirmeyen(açılış veya tasdik yenileme) mükelleflerin karşılaşacakları yaptırımları üç başlık altında toplayabiliriz.

 

1.Usulsüzlük Cezaları :

 

    Bu yaptırımlardan ilki II. Derece Usulsüzlük Cezasıdır. VUK’nun 352/II.6. maddesine göre tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması durumunda karşılaşılacak müeyyide II. derece usulsüzlük cezasıdır. Örneğin; öteden beri işe devam eden bir mükellefin, takip eden yıl kullanacağı yevmiye defterini en geç 31 Ocak tarihine kadar tasdik ettirmesi durumunda karşılaşacağı yaptırım sadece II.Derece Usulsüzlük cezasıdır. Bu durumda defterler tasdik ettirilmemiş sayılmamaktadır. 31 Ocak’tan sonra tasdik ettirmiş olması durumunda biraz sonra izah edeceğimiz üzere karşılaşılacak müeyyideler I.Derece Usulsüzlük cezası, re’sen tarhiyat ve KDV indirimlerinin reddi şeklinde olacaktır.

 

    VUK’nun 352/I.8. maddesine göre tasdik için öngörülmüş kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılacaklar ve I.Derece Usulsüzlük Cezasıyla karşılaşacaklardır. Öte yandan, bu fiil aynı zamanda VUK’nun 30/3. maddesine göre re’sen takdiri de gerektirdiğinden VUK’nun 352. Maddesi gereğince usulsüzlük cezasının iki kat kesilmesi icap edecektir.

 

2.Re’sen Tarhiyat :

 

    Tasdike tabi defterlerini tasdik ettirmeyen (kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirenler dahil) mükelleflerin karşılaşacakları ikinci yaptırım VUK’nun 30/3. madddesi gereğince re’sen vergi tarhiyatıdır. Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde(ki defterlerin ettirilmemesi bu hallerden biri olmaktadır) takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır.

 

3.KDV İndirimlerinin Reddedilmesi :

 

    Defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları üçüncü müeyyide KDV indirimlerinin reddedilmesidir.

 

    Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi(KDV) Kanunu’nun 29. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi’nden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler” denilmiş, aynı bendin, (a) alt bendinde ise “Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi” denilerek de indirim yapma şartlarından bir tanesi belirtilmiştir.

 

    KDV Kanunu’nun 29. maddesinin 3 numaralı bendinde de, “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” denilerek vergi indiriminin şartlarından biri daha sayılmıştır.

 

    KDV Kanunu’nun 34. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirebilirler” denilmek suretiyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için faturada gösterilmesi ve kanuni defterlere kaydedilme şartı getirilmiştir.

 

    Yasal defterlerini tasdik ettirmeyen mükellefler için yukarıda yer verdiğimiz mevzuattaki düzenlemelere göre KDV indirimlerinin kabul edilmesi mümkün görünmemektedir.

 

    Ancak, Danıştay’ca verilen bir kararda özetle, “Defterlerde noter tasdikinin olmamasının KDV indirim hakkını ortadan kaldırmayacağı, bu defterlere kaydedilen belgelerde gösterilen KDV’nin indiriminin kabul edilmesi gerektiği” belirtilmiştir.(1)

 

    Yine Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede; tasdiksiz de olsa kanuni defterlere ilgili takvim yılı içinde kaydedilen faturaların KDV Kanunu açısından yapılacak incelemede veya dönem matrahının takdiri sırasında gerçek olduklarına kanaat getirilmesi ve verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin tespit edilmiş olması kaydıyla bu belgelerde gösterilen katma değer vergisinin indirimi ve iadesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.

 

IV- SONUÇ

 

    Yazımızda; yasal defterlerin süresinde tasdik ettirilmemesi durumunda mükelleflerin vergi mevzuatı çerçevesinde karşı karşıya kalacakları müeyyideleri irdelemeye çalışılmıştır. Defterlerin yasal süresinin sonundan itibaren 1 ay içerisinde tasdik ettirilmesinin cezasının daha hafif olduğunu ve bu olayın defterlerin tasdik ettirilmemesi olmadığını izah etmeye çalıştık. 1 ay geçtikten sonra tasdik yapılmasının hiç tasdik yapılmamasından farkı olmadığını ve karşılaşılacak müeyyidelerin ağırlaştığını, üç tür yaptırımla karşı karşıya kalındığını anlatmaya çalıştık. Gerek yargının bakışının ve gerekse de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verdiği özelge bazındaki görüşlerin yaptırımları biraz esnettiğini belirtmeye çalıştık.

 

 

Süleyman SALİHOĞLU

Yeminli Mali Müşavir

 

 

 

(1)    Danıştay 1. Daire’nin, 14.02.1996 tarih ve E: 1996/77, 1996/686 sayılı kararı.

 

(2)   Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, 05.12.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.01-2010-701-17-96 sayılı özelgesi.