1. Genel Olarak

4857 sayılı İş Kanunu çalışma yaşamına birçok esnek uygulama getirmiştir. Şüphesiz bu esnekliklerden en yaygın olanı kısmi süreli çalışmadır. Kısmi süreli çalışma Mezkur Kanun Madde 13’te düzenlenmiştir. Buna göre; “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.”

Kanunda lafzı geçen önemli ölçüde ibaresi İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği Madde 6’da; “İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma kısmi süreli çalışmadır.” şeklinde açıklanmıştır. Dolayısıyla kısmi süreli iş sözleşmesinde haftalık çalışma süresi, işyerindeki tam süreli çalışmanın üçte bir oranında azaltılması şeklinde bulunabilir. Örneğin; işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçinin haftalık çalışma süresi 45 saat ise, aynı işyerinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin haftalık çalışma süresi en fazla 30 saat olabilecektir. Diğer taraftan haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu banka vb. işyerlerinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin haftalık çalışma süresi ise en fazla 26 saat olabilecektir.

2. Kısmi Süreli – Tam Süreli Ayrımı

Kanun 13. Maddede; “Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.” demektedir.  Görüleceği üzere yasa koyucu, salt iş sözleşmesinin farklı olmasından dolayı tam süreli çalışan işçi ile kısmi süreli çalışan işçi arasında ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bu doğrultuda işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ve kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında saatlik ücret, prim, ikramiye vb. haklar yönünden ayrımcılık yapılamaz. Zira ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler açısından çalışanlar arasında çalıştıkları sürelere orantılı bir ödeme yapılması gerekmektedir. Örneğin işyerinde haftalık çalışma süresi 45 saat olan tam süreli çalışan işçi ayda 90 lira giyecek yardımı alıyorsa, aynı işyerinde haftada 15 saat kısmi süreli çalışan işçi ise 30 lira giyecek yardımı alacaktır. Kısmi süreli çalışan işçi prim, ikramiye, bayram harçlığı, yakacak veya gıda yardımı gibi menfaatlerden çalıştığı süreyle orantılı olarak faydalanacaktır.

3. Bölünebilir-Bölünemez Menfaatler

Bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak hak kazanabileceği ve miktar olarak bölünmesi mümkün hakları ifade etmektedir. Ücret, prim, ikramiye, sosyal yardım vb. unsurlar bölünebilir nitelikte olup işçiye çalıştığı süre üzerinden orantılı olarak ödenebilir.

Bölünemez menfaatler ise işçinin haftalık çalışma süresinden bağımsız olarak sahip olduğu yasal haklarıdır. Yıllık izin, bildirim öneli (ihbar süresi), kıdem tazminatı vb. unsurlar işçinin haftalık çalışma süresinden bağımsız olarak işyerindeki toplam çalışma süresine göre hesaplanan ve bölünmesi mümkün olmayan unsurlardır. Örneğin işyerinde 1 yıllık çalışması bulunan tam süreli işçiye ilişkin ihbar öneli 4 hafta olduğu gibi aynı işyerinde 1 yıllık çalışması bulunan kısmi süreli çalışanın ihbar öneli de yine 4 haftadır. Aynı doğrultuda işyerinde 1 yılını dolduran tam süreli çalışanın yıllık izin hakkı 14 gün olduğu gibi aynı işyerinde 1 yılını dolduran kısmi süreli çalışanın yıllık izin hakkı yine 14 gündür. Görüleceği üzere tam süreli çalışan işçi ile kısmi süreli çalışan işçi arasında bölünebilir menfaatler açısından orantı söz konusu iken bölünemez menfaatler açısından herhangi bir orantı söz konusu değildir.

4. Hafta Tatili Bakımından Kısmi Süreli İş Sözleşmesi-Tam Süreli İş Sözleşmesi

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinde; kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçilerin salt iş sözleşmesi kısmi süreli olduğu için tam süreli emsal işçiye göre ayrımı haklı kılan esaslı bir neden olmadıkça farklı bir işleme tabi tutulamayacağı, 13. maddesi uyarınca  da kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatlerinin, tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçiye göre çalıştığı süre ile orantılı olarak ödenmesi gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır.

Kısmi süreli iş sözleşmelerini tam süreli iş sözleşmelerinden ayıran en temel husus haftalık normal çalışma süresinin tam süreli emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmiş olması olmakla birlikte; kısmi süreli iş sözleşmesinin gerçekleşme koşulları haftalık çalışma süresinin tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçiden daha az süreyle çalışmayı içermesi, çalışma süresindeki indirimin sözleşmeye dayanması ve kısmi süreli çalışmanın düzenli ve sürekli olması şeklinde üç madde halinde toplanabilir.

İş Kanunu’nun 46. maddesinde hafta tatili; “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63’üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Mezkur Kanunun 63. maddesinde ise çalışma süreleri; “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Hafta tatili ile ilgili düzenlemede haftalık çalışma süresi konusunda 45 saat gibi bir üst sınır getirilmiş ise de alt sınır getirilmemiştir. Kanunda işçinin hafta tatili ve ücretine hak kazanabilmesi için haftada 45 saatlik çalışmayı tamamlaması gerektiğine ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Hafta tatiline hak kazanmak için hafta tatilinden önceki iş günlerinde çalışmış olmak koşulu yeterli görülmüş, 1475 sayılı İş Kanunu’ndaki hafta tatili ücretine hak kazanabilmek için haftanın tatilden önceki 6 işgününde günlük iş sürelerine uygun olarak çalışılmış olması gerektiğine ilişkin düzenlemeye ise 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer verilmemiştir.
4857/5. maddesinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçiye göre farklı bir işleme tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

4857/45. maddesinde ise açık olarak toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı hükümler konulamayacağı mutlak emredici olarak düzenlenmiştir. Aynı doğrultuda 4857/46. Madde gerekçesinde; “Bu Kanunun 63 üncü maddesi ile iş sürelerinde sözleşmelerle esnekleşme yapılması yolu açıldığından, hafta tatilinin mutlaka 6 işgünü çalışılmış olmasına bağlı olmaksızın 7 günlük bir zaman dilimi içinde en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilmesi esası kabul edilmiştir…” denilmektedir. Anlaşılacağı üzere kısmi süreli iş sözleşmesi, Kanunun tam süreli iş sözleşmesine karşı ayrımcılık yasağı ile koruduğu bir düzenlemedir.

5. Ücretlendirme

Tam süreli işçinin saatlik ücreti hesaplanırken aylık ücreti 225 saate bölünür. Zira işçinin çalışmadığı hafta tatili dahil 30 günlük sürede 7,5’er saatlik çalışma yaptığı ve aylık (30 gün X 7,5 saat) 225 saatlik ücrete hak kazandığı kabul edilir. Dolayısıyla tam süreli işçinin aylık ücretinin içerisinde çalışmadan geçirdiği hafta tatili günlerinin ücreti de bulunmaktadır. Bir örnekle açıklamak gerekirse asgari ücretle çalışan işçinin 2021 yılı için aylık brüt ücreti 3.577,50 TL ve saatlik ücreti (3.577,50 / 225) 15,90 TL olacaktır. Bu durumda çalışmadığı hafta tatili için (15,90 X 7,5) 119,25 TL ücrete hak kazanacaktır ki bu ücret aynı zamanda günlük asgari ücrettir. Görüleceği üzere tam süreli işçinin aylık ücreti kararlaştırılırken halihazırda çalışmadan geçirdiği hafta tatili günlerinin ücretini de almış olmaktadır.

Diğer taraftan saatlik asgari ücret (15,90 TL) alarak çalışan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücretinin hesaplanması ise şu şekilde olmalıdır:
- Haftada toplam 30 saat çalışması bulunan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücreti 30 saat / 6 gün = 5 saatlik ücreti tutarında olacaktır. Bu durumda hafta tatili ücreti 15,90 TL X 5 saat = 79,50 TL olacaktır.
- Haftada toplam 24 saat çalışması bulunan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücreti 24 saat / 6 gün = 4 saatlik ücreti tutarında olacaktır. Bu durumda hafta tatili ücreti 15,90 TL X 4 saat = 63,60 TL olacaktır.
- Haftada toplam 15 saat çalışması bulunan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücreti 15 saat / 6 gün = 2,5 saatlik ücreti tutarında olacaktır. Bu durumda hafta tatili ücreti 15,90 TL X 2,5 saat = 39,75 TL olacaktır.

Asgari ücretten daha fazla ücretle çalışan işçinin, örneğin aylık brüt 5.000,00 TL veya aylık brüt 20.000,00 TL ücretle çalışan işçinin hafta tatili ücreti de aynı şekilde hesaplanacaktır. Hafta tatili ücretinin hesaplanmasında herhangi bir üst sınır bulunmamaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki işçi hangi ücret üzerinden çalışırsa çalışsın (yılda 270 saate kadar olan fazla çalışmaların aksine) kısmi süreli çalışmalarda hafta tatili ücreti aylık ücrete dahil olamaz.
Ücretlendirme noktasında son olarak konuyu bordrolaştırma üzerinden anlatmak gerekirse;

Kısmi süreli işçilerin sigorta günleri hesaplanırken aylık fiili çalışma süreleri 7,5’e bölünür. Ancak ücretlendirmeleri hem fiili çalışmaları hem de çalışmadan geçirdikleri hafta tatili günlerini içerir. Bu haliyle haftada 6 gün toplam 30 saat çalışan ve 5 saatlik hafta tatili ücretine hak kazanan kısmi süreli işçinin;
- Sigorta gün bildirimi 26 gün X 5 saat = 130 saat, 130 saat / 7,5 = 17 gün olacaktır.

- Sigorta primi açısından ise; 4 hafta tatili eklenerek 4 gün X 5 saat = 20 saatlik ücrete daha hak kazanacak ve aylık ücreti 130 + 20 = 150 saatlik ücret olacaktır. Bu şekilde çalışan kısmi süreli işçinin 150 saatlik ücreti üzerinden sigorta primi bildirilecektir.
Özetle; saatlik ücreti 20 lira olan ve haftanın 6 günü toplam 30 saat çalışan kısmi süreli işçinin sigorta günü 17 gün olacak ancak sigorta primi hafta tatilleri dahil edilerek 150 saat (20 gün) üzerinden bildirilecektir.

6. Sonuç

Çalışma mevzuatı açısından ortaya çıkan uyuşmazlıklarda yargı organları işçi lehine yorum ilkesine başvurmaktadırlar. İş mevzuatı kurallarının birçoğu ekonomik bakımdan güçlü olan işverene karşı geçimini emeği ile sağlayan zayıf durumdaki işçiyi koruma amacı ile konulmuşlardır. Zira 18.06.1958 tarih ve 1957/20 E.-1958/9 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da "...İş Kanunlarının ve işçi sigortaları kanunlarının kabulündeki ilk gaye işçinin menfaatlarını korumak olmasına ..." şeklindeki açıklama ile işçi lehine yorum ilkesine vurgu yapılmıştır. Bu doğrultuda; yasal mevzuat ve madde gerekçesi dikkate alınarak kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin haftada 2 günün üzerinde (3, 4, 5 veya 6 gün) çalışmaları halinde hafta tatili hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Zira hafta tatiline hak kazanmak için haftanın 6 günü çalışma zorunluluğu 1475 sayılı İş Kanunu döneminin bir kuralıdır. Bugün gelinen noktada yasal mevzuat haftanın 6 günü çalışılmasını zorunlu kılmadığından işçi lehine yorum ilkesi gereğince haftanın en az 3 gününde çalışan işçinin hafta tatili hakkı bulunacaktır.

Kısmi süreli işçinin hafta tatili ücretlendirilirken uygulamada sık sık hataya düşülmektedir. Söz konusu ücretlendirmede temel nokta işçinin haftalık çalışma süresidir. İşçinin hafta tatili ücreti, haftalık çalışma süresinin haftanın işgünleri sayısına (6 gün) bölünmesi suretiyle hesaplanmalıdır. Kural olarak işyerlerinde haftanın 1 günü hafta tatili zorunlu olup kalan 6 gün ise “işgünü” olarak geçmektedir. Örneğin; işyerinde 45 saat çalışması bulunan tam süreli işçinin hafta tatili ücreti 45 saat / 6 gün = 7,5 saatlik ücreti tutarındadır. Bu doğrultuda işyerinde;

Haftanın 4 günü toplam 30 saat çalışması bulunan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücreti 30 saat / 6 gün = 5 saatlik ücreti tutarında olacaktır.
Haftanın 5 günü toplam 15 saat çalışan işçinin hafta tatili ücreti 15 saat / 6 gün =2,5 saatlik ücreti tutarında olacaktır.
Haftanın 6 günü toplam 24 saat çalışması bulunan kısmi süreli işçinin hafta tatili ücreti 24 saat / 6 gün = 4 saatlik ücreti tutarında olacaktır.
Dolayısıyla kısmi süreli işçi ile tam süreli işçi arasında bölünebilir menfaatler açısından ayrım yapılmamalı ve kısmi süreli işçinin çalıştığı haftalık süreye orantılı olarak hafta tatili ücreti ödenmelidir.