Kamu bütçeleri başta vatandaşlar olmak üzere işletmeler ve ekonominin diğer tüm paydaşları için önemli bilgi kaynaklarıdır. Bütçe, bir yönüyle ülkenin kaynak kullanımındaki tercihlerini, önceliklerini ve temel meselelere verdiği önem derecesini yansıtır. Bir başka yönüyle ise vergi mükelleflerinin ödeyecekleri vergilerin nerelere harcanacağını gösterir.

Bütçe, oldukça “teknik” bir süreçtir ve aynı zamanda bir yasa olması nedeniyle formel bir metindir. Bu nedenle, konunun uzmanı olmayanlar tarafından kolay bir şekilde anlaşılamazlar. Bunun için bir “rehbere” ihtiyaç olduğu açık.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2017’den beri her bütçe dönemi için “Vatandaşın Bütçe Rehberi” başlığıyla bir rapor yayımlıyor. Rapor, görseller eşliğinde sade ve anlaşılır bir dille “hangi kaynaktan ne kadar para toplanacağı, bu paraların nereye harcanacağı, hangi sektör ve alanlara ne kadar kaynak ayrıldığı, açığın nasıl finanse edileceği” sorularına cevaplar veriyor. Kamu iletişimi adına önemli ve yerinde bir çalışma. Geliştirilmesi ise gerekli.

Bu rehberden de ilham alarak 2023 bütçe gerçekleşmelerine kısaca değinip 2024 bütçesine dair değerlendirmelerimizi yapalım.

2023 Bütçe Gerçekleşmeleri

Geçtiğimiz ayın 15’inde 2023 bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Buna göre, bütçe 1,3 trilyon TL açıkla realize oldu. Halbuki 2023 bütçesi yapılırken açık 659,3 milyar TL öngörülmüştü. Yılın başında yaşadığımız büyük depremin, yerel ve küresel bazlı risklerin etkisiyle hedefler tutmadı ve temmuz ayında ek bütçe yapılmak zorunda kalındı. Bütçeye 1,1 trilyon TL konan ek ödenekler vergi artışlarıyla finanse edildi.

2024 Bütçesi: Nereye Harcanıyor Nasıl Finanse Ediliyor?

2023’ün belirttiğimiz yükleri altında hazırlanan 2024 bütçesi 2,66 trilyon TL açıkla bağlandı. Bütçenin harcama kalemleri toplamı yaklaşık 11 trilyon 89 milyar TL. Bunun detayları ise şöyle:

 

Yukarıda da görüleceği gibi, deprem harcamaları önemli harcama kalemlerinden birisini oluşturuyor. Peki bu harcamaların finansmanı nasıl olacak? Elbette vergiler, bütçenin temel ve vazgeçilmez kalemi. Detaylar şöyle:

 

Yukarıdaki tablodan görüleceği gibi devlet 2024 yılında 8 trilyon 335,6 milyar TL vergi toplamayı hedefliyor. Toplayacağı bu tutarlardan 947 milyarını da ihracat, istisna ve diğer nedenlerle iade etmeyi öngörüyor. Ayrıca bütçe kanunundan 2 istisna ve muafiyetler nedeniyle ,2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçildiği bir başka ifadeyle vergi harcaması bütçelendiği anlaşılıyor.

Hazine, hem gelir ve giderlerin zaman uyumsuzluğu hem de açık durumunda çeşitli enstrümanlar ile borçlanma konusunda da bütçe kanunuyla yetkilendirilmiş durumdadır.

2024 Bütçesi Bize Ne Anlatıyor?

2024 bütçesi için öngörülen 2,66 trilyon açık GSYİH’nin %6,4’üne tekabül ediyor. Geçmiş yıllar trendlerine bakıldığında oldukça yüksek bir oran. Bunda temel faktör, deprem etkilerini telafi için ayrılan ödenekler. Bu ödenek hariç oran %3,9’a iniyor. Halihazırda deprem dönüşümü için ciddi kaynağa ihtiyaç olduğu ve sosyal ve cari harcamalardaki artış eğilimi göz önünde bulundurulduğunda bütçe hedeflerinin yakalanma zorluğu ortaya çıkıyor. Açığın büyüme olasılığı var.

Bütçenin gelir tarafına bakacak olursak; 2023 yılında 4,5 trilyon TL olarak gerçekleşen vergi tahsilatının 2024’de 8,4 trilyon olması öngörülmüş. Bu da vergi hasılatının %85 artışı demek. Ekonominin içinden geçtiği süreç ve uygulanan sıkı para politikasının etkileri altında bu hedefin ancak ilave vergi artışı ile mümkün olacağı görünüyor.

Vergide 2024’de neler bekliyoruz?

Vergi, bütçenin en temel sağlıklı ve sağlam kaynağı, bunda şüphe yok. Ama Türkiye’de vergi gerçekten adil, etkin ve verimli şekilde toplanabiliyor mu? Buna evet demek zor. 2024 bütçesinden hangi kaynaktan ne kadar vergi toplanacağını kalem kalem yukarıda göstermiştik. Hep söylendiği gibi doğrudan vergiler dolaylı vergiler çarpıklığı devam ediyor. Kazançlar üzerinden alınan vergilerin payı sadece %30. Gerisi harcamalardan, işlemlerden, mülkiyetten…

Çarpıklığa gelin bir örnek verelim: Toplanacak 1,2 trilyon TL gelir vergisinin %91’i kaynakta kesilerek tahsil ediliyor. Yani beyanla toplanan vergi sadece 106 milyar TL’dir. Adeta stopaj vergisi durumunda gelir vergisi.

Hazine, çeşitli istisna, muafiyet ve indirimlerle 2,2 trilyon TL vergi almaktan vazgeçiyor. Peki bunlar ne kadar etkin? Yeterli etki analizleri yapılabiliyor mu? İdealden epey uzak olduğumuzu görüyorum.

Bir de hiç vergilenmeyen, vergi dışı yani kayıtdışı alan var ki burada bir azalma eğilimi görülmüyor son yıllarda. Diğer taraftan, yukarıda belirttiğimiz gibi toplanan gelirlerin yaklaşık %11’i çeşitli sebeplerle iade ediliyor. KDV ve stopaj yoluyla kaynakta kesilen vergilerin iadeleri başlıca kalemlerdir. Buralarda da etkinliğe dair sorunlar var.

Bu şartlar altında ne yapılması gerekiyor? Elbette temelleri sağlam, iyi düşünülmüş, siste yaklaşımı ile bütüncül bir vergi reformu. Bu ihtiyaç açık ve her düzeyde dile getiriliyor artık. Peki zamanlama? İçinden geçtiğimiz konjöktürde biraz zor ama başka çare de yok. Gecikmeksizin kollar sıvanmalı. Bu doğrultuda güçlü olmasa da bazı çalışmaların yapıldığını da biliyoruz. Bunun öncü adımları olarak; muafiyet ve istisnaların gözden geçirildiğini, bir kısmının kaldırılabileceğini ya da sınırlandırılabileceğini, gayrimenkul gelirlerinin vergilendirilmesinde yeni yöntemler geliştirileceğini, kayıtdışı alanlara yönelik yeni düzenleme hazırlıkları yapıldığını, devletin kesinleşmiş alacaklarını daha sıkı takip ettiğini ve edeceğini, elektronik uygulamaların ve yapay zeka temelli denetim tekniklerinin daha fazla kullanılacağını, vergi incelemelerinin sıkılaşacağını, vergi sistemine yeni güvenlik mekanizmaları ekleneceğini söyleyebiliriz.

 


Hakkı SAYAN

Ortak, Yeminli Mali Müşavir